NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
108 - (1122) حدثنا
داود بن رشيد.
حدثنا الوليد
بن مسلم عن سعيد
بن
عبدالعزيز،
عن إسماعيل بن
عبيدالله، عن
أم الدرداء عن أبي
الدرداء رضي
الله عنه ؛
قال: خرجنا
مع رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في شهر
رمضان في حر
شديد. حتى إن
كان أحدا ليضع
يده على رأسه
من شدة الحر. وما
فينا صائم،
إلا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم
وعبدالله بن
رواحة.
{108}
Bize Dâvud b. Ruşeyd
rivayet etti. (Dediki) Bize Velîd b. Müslim, Saîd b. Abdîlazîz'den, o da İsmail
b. Ubeydillah'dan, o da Ümmü Derda'dan o da Ebu'd-Derdâ, (Radiyallahu anh)'dan
naklen rivayet etti. Ebu'd Derdâ şâylc demiş:
«Ramazan ayında pek
sıcak bir günde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte (sefere)
çıktık. Sıcağın şiddetinden her birimiz elini başına koyuyordu. Aramızda
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Abdullah b. Revaha'dan başka
oruçlu kimse yoktu.»
109 - (1122) حدثنا
عبدالله بن
مسلمة
القعنبي.
حدثنا هشام بن
سعد عن عثمان
بن حيان
الدمشقي عن أم
الدرداء قالت:
قال أبو
الدرداء: لقد
رأيتنا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في بعض
أسفاره في يوم
شديد الحر.
حتى إن الرجل
ليضع يده على
رأسه من شدة
الحر وما منا
أحدا صائم،
إلا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وعبدالله
بن رواحة.
{109}
Bize Abdullah b.
Meslemete'l-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki)
Bize Hişâm b. Sa'd, Osman b. Hayyân Ed-Dimaşki'den, o da Ünımü Derdâ'dan
naklen rivayet eyledi, şunları söylemiş: «Ebu'd-Derdâ (Dediki)
Vallahi Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in seferlerinden birinde pek sıcak bir günde onunla
beraber bulunduğumuzu hatırlarım, öyle ki: İnsan sıcağın şiddetinden elini
başına koyardı. (O gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Abdullah b.
Revaha'dan başka oruç tutanımız yoktu.»
İzah:
Bu hadisi Buhâri ile
Ebû Dâvud «Kitâbu's-Savm» da tahric etmişlerdir.
Buhâri 'nin rivayetinde
«Ramazan» kaydı yoktur.
Aynî'nin beyanına görE
mezkur kayıtda iki faide vardır. Bunlardan biri hadisle istidlalin ancak
«Ramazan» kaydıyla tamam olması, diğeri îbni Hazm'e cevab-ı red teşkil
etmesidir. Çünkü İbni Hazm «Bu orucun nafile oruç olması ihtimali vardır.
Binaenaleyh Ebu'd-Derdâ' hadîs Ramazan orucu için hüccet olamaz. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu seferi de feth-i Mekke seferi zannedilmez.
Zira mezkûr seferde Abdullah b. Revaha'nın Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ile birlikte olduğu anlaşılıyor. Halbuki Abdullah, Mekke seferinden
önce Mûte'de şehid edilmiştir.» diyor.
«Et-Telvih» sahibi bu
seferin Bedir seferi olması ihtimalinden bahsetmiştir. Çünkü Tirmizî'nin Hz.
Ömer (Radiyallahu anh) «Bedir ve Fetih harplerinde Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile Ramazanda gaza ettik, her iki hrabde de oruç tutmadık»
demiştir.
Tirmizi bu hususta biri
«Seferde oruç tutmanın keraheti.», diğeri «Seferde oruca ruhsat hakkındaki hadîsler.»
olmak üzere iki bâb tanzim etmiştir. Birinci bâbda Câbir b. Abdillah
(Radiyallahu anh) hadisini, ikinci babda da Hamzatü'bnü Amr Eslemî hadîsini
tahrîc etmiştir.
Hadîslerin ikisi de az
yukarıda geçmiş, İmam Nevevî «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in
iftar etmiyenler hakkında (onlar asilerdir.) buyurması, oruçtan zarar görenlere
hamledilmiştir. Yahut caiz ..; beyân için kendileirne iftar emri verilmiş fakat
onlar bu vacibe muhâlefet etmişlerdir. Her iki takdire göre de oruçtan zarar
görmemek şartıyla seferde oruç tutan kimse âsi sayılmaz.» demişti.
Burada şöyle bir suâl
ortaya çıkar : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iftar emrini verdiği
halde sahabeden bâzıları hattâ ashâb-ı kirâm'in en faziletlileri olan Ebû Bekir
ile Ömer (Radiyallahu anh) da dâhil oldukları halde bu emre muhalefet
edebilmişlerdir.»
Cevâp : Câbir hadîsinde
iftar emri yoktur. Kütüb-i sitte sahiplerinin tahrîc ettikleri rivayette dahi
iftar emrinden bahsedilmemiş, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iftar ettikten
sonra ashâb-dan bâzılarının oruca devam ettikleri bildirilmiştir.
Ebû Bekir ile Ömer
(Rodiyallahu anh) hazerâtının oruçları Merru'z - Zahrân 'dadır. Merrü'z-
Zahrân, Usfan'-dan sonra gelir. O hadîsde orucun fetih seferinde tutulduğuna
dair söz yoktur.
Gerçi hadîsin
zahirinden bu seferde olduğu anlaşılırsa da, Ebû Bekir ile Ömer (Radiyallahu
anh) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in iftarın ruhsat mânâsına
anlamışlar, kendilerinde oruç tutmaya iktidar görünce iftar etmemişlerdir.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de başkaları onlara uymasın diye iftar
etmelerini emir buyurmuştur.